dört duvar arasında sıkışıp kalmış gibi gelen,herşeyin üzerime üzerime geldiğini hissettiğim bir günde bol oksijenli bir nefes,taze kan gibi gelen şahane bir filmdi.

aşkın sıradan anlatılışından uzak olan her sahnesiyle ayrı şeyler hissettirerek ,filmin içindeki detaylarıyla ve replikleriyle beni kendimden geçirerek kendine hayran bıraktı.

keyif aldım,kendime geldim...gene olsa gene yaparım,gene izlerim...pişman değilim...

 

üçüncü boyut...

By AGUSSİA

uyku;
bir sevgilinin en ateşli kucağı kadar istekli,bir annenin masum yüzü gibi kötülüklerden korumaya çalışırcasına çağırıyor beni...

uyumak ve güneşli bir sabaha uyanmak dileğiyle...

 

By AGUSSİA



ayaklarımı yerde hissetmediğim zamanlardan birindeyim...
ne heyecan benimkisi ne korku,sadece ait olamama ,kendi kişiliğinde var olamama,onun ruhunda yer bulamama,kalp acısı,mide krampları kadar sık ve ızdıraplı...

"yüreğindeyim diyorum kayıp ülkenin güçlü kralına,yüreğindeydim biliyorum.gün geliyor lanet yağdırıyor kayıp ülkenin büyücüleri,dünya iki renge dönüyor,ne kırmızı görünür oluyor,ne sarı göz kamaştırıyor,bir köpeğin gözündeki fer kadar canlı dünya...

siyah-beyaz asildir...ama yedi renk kadar heycan verici değildir..."

güldürebildiğim gün yaşadığımı hissedeceğim,
katıksız mutsuzluksa verilen ,ne gün gülüyor ne de senin gözlerin.

*kötü günler geride kaldı demenin artık zamanı*

 

aranıyor...

By AGUSSİA

derin bir elem içindeyim,sevgili blogum bazı hain eller yüzünden özünü yitirdi.sürekli şablon değiştiriyorum ama bir türlü bana aitmiş gibi gelmiyor...
değişken bir ruha büründü.
bu hain ellerede teessüflerimi bildiriyorum...
blogumun kaybolan ruhunu arıyorum,bulanların bana bildirmesini istiyorum...